'Yunanistan, istikrarlı ve yüzünü batıya dönmüş bir Türkiye görmek istiyor'

Yunanistan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Araştırmalar Bölümü Başkanı Filis, Yunanistan'ın istikrarlı ve yüzünü batıya dönmüş bir Türkiye görmek istediğini söyledi.

'Yunanistan, istikrarlı ve yüzünü batıya dönmüş bir Türkiye görmek istiyor'

Yunanistan’ın dış politikasına yön veren en büyük Yunan düşünce kuruluşu olan, Yunanistan Uluslararası ilişkiler Enstitüsü’nün Araştırmalar Bölümü Başkanı Konstantinos Filis, Yunanistan ve Türkiye ilişkilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Filis, Türkiye’nin konumu itibari ile bölgede önemli bir aktör olduğunun altını çizdi ve ekledi;  “Yunanistan, istikrarlı, yüksek refah düzeyine sahip, yüzünü batıya dönmüş bir Türkiye görmek istiyor”
 
Bu üç unsura sahip bir Türkiye’nin Yununistan açısından da önemine değinen Filis, “Yunanistan, Türkiye'yi, bu üç unsurun da mevcut olacağı, kalkınmış bir ülke olarak görmek istiyor. Biz, istikrarsız bir Türkiye görmek istemiyoruz. Biz, ekonomisi kalıcı olarak yara almış, ekonomik sorunlar yaşayan bir Türkiye  görmek istemiyoruz.  Ayrıca, Batıya yüz çevirmiş ve yüzünü sadece doğuya dönmüş bir Türkiye de görmek istemiyoruz” dedi.
 
‘Avrupa’dan kopmuş bir Türkiye bizim yararımıza değildir’
 
Kostantinos FİLİS, Türkiye’nin dış politikasına ilişkin de şunları kaydetti;  “Türkiye'nin her ülke gibi Uluslararası alanda çok yönlü bir dış politika izlemeye hakkı vardır. Türk dış politikasının, hem Doğu, hem de Batıya dönük olması mümkün. Bilinçli olarak Batı dünyasından uzaklaşan bir Türkiye, Yunanistan için  sorun oluşturur.Çünkü böyle bir ülke, Avrupa Birliği ile ilişkilerde Avrupa ideallerine daha az bağlı olacağı ve Avrupa'dan daha fazla kopmuş olacağı için bu durum bizim yararımıza değil. “


 
‘Aramızdaki ihtilaflara rağmen iyi niyetle iletişim kurabileceğimiz bir komşu istiyoruz’
 
Filis, Türkiye’nin komşularıyla kurduğu ikili ilişkilerin bölgedeki istikrarı da doğrudan etkilediğini belirtti. Filis, sözlerini şöyle sürdürdü; “Biz, konuşabileceğimiz bir komşumuzun olmasını istiyoruz. Aramızdaki ihtilaflara rağmen, iyi niyetle konuşabileceğimiz bir komşumuzun olmasını istiyoruz.  Bunların olabilmesi için, Türkiye, Rusya, Çin,  İran  vesaire ile geliştirdiği ilişkilerden bağımsız olarak, Batı blokunun bir üyesi olarak kalmalı ve Batı dünyası planlamalarına dahil olmayı sürdürmelidir.  Eğer, Türkiye, kendi bileceği sebeplerden, Batı dünyasından uzaklaşma kararı alacak olursa, böyle bir gelişme, Yunanistan'ın lehine olabilir ve Yunanistan'ı, Batı dünyasının bölgedeki çıkarlarının, çekim gücüne sahip mıknatıs kutubu haline dönüştürebilir. Diğer taraftan ise bu durum, Türk - Yunan ilişkilerine zarar verir.” 
 
‘İki ülke son yıllarda çok dalgalı bir süreçten geçiyor’
 
Konstantinos FİLİS, Türk-Yunan ilişkilerinde kronikleşmiş sorunlar yer aldığını belirtti.
 
Filis, “Türk Yunan ilişkileri son yıllarda oldukça dalgalı bir süreçten geçiyor. İki ülke arasında stratejik olma hususiyeti taşıyan, kronikleşmiş problemler mevcut. Bölgedeki statükonun devamlılığını sürdürmesi açısından, Yunanistan, savunmada kalan bir siyasi çizgi takip ediyor. Bunun karşısında, Türkiye revizyon gücü olarak veya öyle görünerek mevcut durumun değişmesini arzu eden bir tutum sergiliyor. Bu anlamda ortak bir paydanın bulunması ve iki ülke arasındaki gerginliklerin azalması için cesaret ve kemikleşmiş ulusal tutumlara ters düşmeyecek bir uzlaşma eğilimi gerekiyor. Türkiye büyük bir devlet ve Türkiye bizim komşumuz. Coğrafi durum değişmeyen bir özellik. Coğrafya bizim kaderimiz.” dedi.
 
‘2016’da yaşanan darbe girişimi iki ülke ilişkilerine gölge düşürdü’ 
 
Konstantinos FİLİS, Türk-Yunan ilişkilerinin son dönemde eskiye kıyaşla bir ivme kazandığını belirterek, ‘Darbe girişimi sonrası yaşananlar ilişkilerimize büyük zarar verdi’ dedi. Filis şunları kaydetti;
 
Türk Yunan ilişkileri ile ilgili değerlendirme yaparken sadece iki ülkenin ikili ilişkilerini değil, bölgedeki mevcut durumu ve gelişmeleri de göz önünde bulundurmak gerekir. Yunanistan, Türk dış politikasının öncelikleri arasında yer almıyor. Bu sadece şimdi değil, uzun yıllardan beri mevcut olan bir durum. 2002 - 2003 yılından 2015 yılına kadar, Ege'de sular oldukça durgundu. Türk siyasi liderliği 2009 yılında başlayan Yunan ekonomik krizinden, en azından açıkça görülebilecek bir biçimde, Türkiye lehine  yararlar sağlamaya teşebbüs etmedi. 2015 yılında, Türkiye'nin, Yunanistan karşıtı bir siyaset değişikliğine gittiğini görüyoruz. Bu değişiklik incelendiğinde, Türkiye'nin Yunanistan'dan olan taleplerini ve özellikle Ege ile ilgili  taleplerinin kalitesini artırdığı görülmektedir. Bu değişiklikler, Türkiye'nin hem iç politikasındaki gelişmelerde şekillenen kavga ve sürtüşmeler ile alakalı ve hem de Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin kötüleşmesi ile ilgilidir. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri - Türkiye ilişkilerinin normali aşan, alışık olmadığımız bir şekilde dalgalı bir döneme girmesinin de Türk Yunan ilişkilerindeki değişiklikte  etkisi mevcuttur. Bunlara ek olarak, 2016 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra gelişen olaylar da Türk Yunan ilişkilerini ağır bir şekilde gölgeledi.”
 
‘AB göçmenler sorununda Türkiye’ye destek olmak zorunda’
 
AB’nin göçmenler sorununda Türkiye ile birlikte taşın altına elini koymasının gerektiğini belirten Filis, “ Bu konu sadece bizi değil tüm Avrupa’yı ilgilendiriyor” dedi. Filis sözlerini şöyle sürdürdü;
 
“Türkiye, dünya çapında, toprakları üzerinde en fazla göçmen barındıran ülke. Türkiye  Cumhuriyeti  4 milyon  Suriyeliyi   ve  1  milyon  değişik ülke vatandaşları  olmak üzere 5 milyon göçmene kucak açmış durumda. Bu durumu bilmek ve bu özverili tutumun tespitini yapmak gerekiyor. Beş milyon göçmenin ekonomik ve sosyal alandaki ağırlığını Türkiye tek başına omuzladı. Avrupa Birliği'nin, bu konuda, Türkiye'yi desteklemesi şart. Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin savaş bittiğinde Suriye'ye dönebilmeleri için bunların Türkiye'de kalmaları gerekiyor. Eğer Türkiye'deki Suriyeliler Avrupa'ya geçecek  olurlarsa bunların yeniden Suriye’ye dönebilmeleri zorlaşacak hatta imkansız hale gelecek. Türkiye, Lübnan ve Ürdün'deki Suriyeli göçmenlerin, ülkelerine dönebilmeleri için, bulundukları ülkelerde yaşam alanları oluşturulmalı. ”
 
‘Türkiye’nin AB üyeliğine en büyük desteği Yunanistan veriyor’
 
Kostantinos Filis, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde en büyük desteği Yunanistan’dan gördüğünü belirterek şunları kaydetti;
 
“Yunanistan, Türkiye’yi Avrupa Birliği'ne tam üye olmuş olarak görmek isteyen az sayıdaki Avrupa Birliği ülkelerinden birisi. Biz bunu hem söylüyor ve hem de bu söylediklerimizin arkasında duruyoruz. Fakat burada, Yunanistan gibi Türkiye’yi Avrupa Birliği üyesi olarak görmek isteyen ülkelerin sayısı çok az. Maalesef Avrupa'da, Türkiye'yi Avrupa Birliği üyesi olarak görmek isteyen çok sayıda ülke mevcut değil. Son dönemde, Türkiye'nin, tam üye  olarak değil de, ortak çıkarlar çerçevesinde Avrupa Birliği ile özel bir ilişki tesis  etmesi konuşuluyor. Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğini destekleyen bir ülke olarak bunu her zaman ve her yerde söylemeye ve savunmaya devam edecek. Pek çok Avrupa Birliği ülkesinin, Türkiye'nin tam üyeliği yerine, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında özel bir ilişki tesis edilmesini istemeleri nedeniyle, Yunanistan, son dönemde, yeni verilere de uyum sağlama gayreti içerisinde.”
 
[Yunan Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde, Balkanlar, Ortadoğu, Rusya ve Avrasya uzmanı olarak araştırmalar yapmakta olan Konstantinos Filis, 2004 yılından beri Enstitünün Araştırmalar Bölümü’nün Başkanlığı’nı yürütmektedir. Filis,  Türk - Yunan ilişkileri alanında, tüm  Yunan  siyaset ve medya çevrelerince otorite olarak kabul edilmektedir.]
 
TRT Yunanistan Muhabiri Nazmi Arif
TRTTÜRK

 
 

TRT TÜRK Facebook’ta
TRT TÜRK Youtube’da
TRT TÜRK Twitter’da
TRT TÜRK Instagram'da