Dünyanın kanayan yarası: Mülteci dramı

27.11.2018 - 16:45

Dünyada savaşlar, çatışmalar, dini ayrımcılık ya da daha iyi hayat standardına ulaşma isteği gibi birçok farklı nedenle milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor.

Dünyanın kanayan yarası: Mülteci dramı

Dünya çapında, son beş yılda ülkelerinden kaçmak zorunda kalan insanların sayısı rekor düzeye ulaştı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) 2017 yıl sonu verilerine göre, dünya üzerinde 68.5 zorla yerinden edilmiş insan bulunmakta. 68.5 milyon kişinin 25,4 milyonu mülteci ve yarsından fazlası 18 yaşın altında, 40 milyonu kendi ülkeleri içinde yerinden edilmiş kişiler ve 3,1 milyonu ise sığınmacılardan oluşmakta.

Dünya genelindeki mültecilerin yarıdan fazlası Suriye, Güney Sudan ve Afganistan’dan geliyor. 6.3 milyon ile Suriye en fazla mülteci veren ülke olurken, onu 2.6 milyonla Afganistan ve 2.4 milyon ile Güney Sudan takip ediyor.

Yine UNHCR 2017 sonu verilerine göre dünyada en fazla mülteciye koruma sağlayan ülke Türkiye. Türkiye 3.5 milyon mülteciye kucak açarken sırasıyla diğer ülkeler; Uganda ve Pakistan (1.4 milyon), Lübnan (1 milyon) ve Iran (979,400). UNHCR, günde ortalama 44,400 insanın çatışma ya da zulüm yüzünden evlerini terk etmek zorunda olduğunu bildiriyor. 

Göçmen ile mülteci arasındaki farkı da iyi anlamak gerekiyor. Göç; daha iyi ekonomik koşullara, hayat standardına ulaşma isteği gibi birçok farklı sebep le gerçekleşirken; mülteciler ülkelerini isteyerek terk etmiyorlar. Savaşlar, çatışmalar, dini ayrımcılık başlıca sebepler arasında. Çoğunlukla sınırı geçtikten hemen sonra mülteciler için zorlu bir bekleyiş başlıyor. Varılan ülke her zaman onları kabule etmek için hazır bekliyor olmayabiliyor. Mülteci kampları, resmi evrakları olmaksızın vatansız kalan mültecilerin yasal çerçevede nakli ya da ya oturumu süreci tamamlanması esnasında geçici barınak olarak kurulurlar. Ne yazık ki bu işlemler bazen yıllar sürebilir.

Dünya üzerinde onlarca mülteci kampı var. Bunların büyük çoğunluğu çatışma veya savaş yaşanan ülkelerin sınırlarında toplanmış durumda. Geçici yuva olarak kurulan bu kampların bazıları on yıllardır varlar. Bu kamp sakinlerinin bir kısmı hayatları boyunca başka hiçbir yerde yaşamamış.

2018 yılı itibariyle, nüfus oranına göre dünyadaki en büyük mülteci kampları sırasıyla şöyle:

1.Bangladeş Cox’s Bazar’daki Kutupalong Mülteci Kampı - Nüfus: 886,778

Son yıllarda bir milyondan fazla Rohingya (Arakanlı Müslüman), Myanmar’ı terk etti. Bunların çoğunluğu Bangladeş’e geçerek Kutupalong Mülteci Kampına yerleşti. Rohingya, Myanmar’ın Arakan Eyaleti’nde yaşayan Sünni Müslüman bir halktır ve bölgedeki etnik temizlik saldırılarına maruz kalmaktadır. Birleşmiş Milletlere göre Arakanlı Müslümanlar Dünyanın en çok eziyet gören etnik grupları arasındadır.

 2. Kuzeybatı Uganda’daki Bidi Bidi Mülteci Kampı - Nüfus: 285,000

Bölgesinde mültecilere en fazla kucak açan ülkelerden biri olan Uganda, 2013’te patlak veren iç savaşın doğurduğu 2 milyon mültecinin neredeyse yarsını misafir etmektedir. Bidi Bidi Mülteci Kampı, Kutupalong kurulmadan önce dünyanın en büyük mülteci kampıydı.

3.Kenya’daki Dadaab Mülteci Kompleksi: Nüfus: 235,269

İlk kez 1991 yılında kurulan Dadaab Mülteci Kompleksi dört farklı kamptan oluşmaktadır; Dagahaley, Ifo, Ifo2 ve Hagadera. Buradaki birçok mülteci buraya 90’ların başında Somali’deki iç savaş sırasında gelmişler. Birçoğunun kampta doğan çocukları hatta torunları var. Bazı mülteciler de 2011 yılında ülkeyi vuran kuraklık ve kıtlık yüzünden gelmişler. Günümüzde, Birleşmiş Milletler ve Somali hükümeti, ülkelerine gönüllü olarak dönmek isteyen mültecileri desteklemektedir.

4.Kuzeybatı Kenya’daki Kakuma Mülteci Kampı - Nüfus: 184,550

1992 yılında kurulan bu kamptaki mültecilerin çoğu 1983 ve 2005 yılları arasında tırmanan Sudan iç savaşından kaçarak buraya sığınmışlar. O zamandan beri bu kamp, Somali, Etiyopya, Burundi, Uganda, Ruanda ve kıtadaki diğer ülkelerden gelen mültecileri ağırlamaktadır. Kamptaki nüfusun çoğunluğu Güney Sudan ya da Somali’den gelmektedir.

5. Tanzanya Kigoma’daki Nyarugusu Mülteci Kampı - Nüfus: 139,630

Nyarugusu Mülteci Kampı 1996 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden gelen göçmenler için kuruldu. Daha sonra, 2015 yılında ülkelerindeki şiddetten kaçarak Burundi’den gelen binlerce mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Bu kamp, kapasitesinin üç katı kadar mülteciyi ağırlamaktadır.

6. Gazze Şeridi, Cebaliye Mülteci Kampı -  Nüfus: 119,486

Gazze Şeridinde toplam 8 tane mülteci kampı bulunmakta; Cebaliye bunların en büyüğü. İlk olarak 1948 yılında açılan kampta, günümüzde okullar ve işyerleri açılmış durumda. Fakat burada yaşayan mülteciler hala zor şartlarla mücadele ediyorlar. Su, sağlık hizmetleri ve elektrik sorunlarının yanı sıra nüfus fazlalığı ve temizlik de en büyük sıkıntılar arasında.

7. Ürdün’deki Zaatari Mülteci Kampı - Nüfus: 80,140

2011 yılında Suriye’deki savaş yüzünden 5 milyondan fazla Suriyeli ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Birçoğu komşu ülkeler sığınmak zorunda kaldı. Bu ülkelerden bir tanesi de Ürdün ve mültecilerin %20’si buradaki kamplarda hayatlarını sürdürüyor. Ürdün’deki en büyük mülteci kampı ülkenin kuzeyindeki Zaatari. Bir dönem 150,000 mülteciye ev sahipliği yapmıştı.

8. Güney Sudan’daki Yida Mülteci Kampı - Nüfus: 70,331

Güney Sudan’ın 2011’de bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Sudanlılar tarafından palnsız bir şekilde kurulan bu kampta 70,000’den fazla kişi yaşıyor.

9. Tanzanya’daki Katumba Mülteci Kampı - Nüfus: 66,416

Katumba, dünyanın en eski mülteci kamplarından birisi. Kuruluşu 1972 yılına kadar dayanıyor. Burndi vatandaşları, Burundi hükümetinin Hutiler üzerinde yürüttüğü kıyımdan kaçmak için Tanzanya topraklarına sığındığında kampta yerleşim başlamıştı.

10. Etiyopya’daki Pugnido Mülteci Kampı - Nüfus: 63,262

Pugnido Mülteci Kampı aslında ilk olarak 1993 yılında Sudan savaşı mültecileri için kurulmuştu. Bu mültecilerden birçoğu bütün yaşamlarını bu kampta geçirdiler. Fakat, 2011 yılında Güney sudan’da patlak veren şiddet sebebiyle Pugnido yeni bir mülteci akınına uğradı. Nüfus fazlası sebebiyle kampta kaynaklara erişimde sorunlar yaşanmakta. 

Dünyanın en kalabalık mülteci kampında yaşayan Arakanlı Müslümanlar, Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan mutabakat zaptı gereğince yurtlarına dönmeye çağırılıyorlar; fakat Myanmar'daki koşullar, henüz Arakanlı mültecilerin güvenli ve sürdürülebilir dönüşüne elverişli değil. Bu anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.

Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar'a dönmelerinin güvenli olmayacağı kaygısını taşıyor.

Anlaşmaya göre, Myanmar'a dönmek isteyen mülteciler, Myanmar'da yaşadıklarına dair belgeleri sunmak zorunda; ancak1982'de vatandaşlık hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanların Myanmar'da kayıtları bulunmuyor. Arakanlı Müslümanlar, vatandaşlık başta olmak üzere, belirli haklar sağlanmadıkça ve ülkelerinde güvenliklerinden emin olmadıkça Myanma’a dönmeyi reddediyorlar.

Kamplardaki hayatlarının Myanmar'daki zulümden daha iyi olduğunu düşünen Arakanlı Müslümanlar, tüm zorluklara rağmen Bangladeş'in Cox's Bazar bölgesinde imkânsızlıklar içinde hayatta kalmaya çalışıyorlar.

Öte yandan Yunan adalarında da mülteci kamplarındaki doluluk oranı kritik seviyeye ulaştı. Yunanistan Göç Bakanlığı, toplamda 6,338 mülteci kapasitesine sahip kamplarda nüfusun 20 binleri geçtiğini duyurdu. Doğu Ege’de bulunan Midilli, Sakız, Sisam, İleryoz, İstanköy adalarındaki kamplardaki koşullar hem sığınmacılar arasında gerginliğe sebep oluyor hem de ada sakinleri arasında huzursuzluk yaratıyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar, 70 kişiye tek tuvalet düşen bu kamplarda kötü kokuların hâkim olduğunu ve bazı mültecilerin tentelerin altında yaşamak zorunda kaldığını duyurmuştu.

Bu arada, binlerce Orta Amerikalı, ülkelerindeki yoksulluk ve şiddet olaylarından kaçmak için Meksika’nın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) sınırında, California’nın hemen güneyindeki Tijuana kentine ulaşmış durumda.

Tijuana Belediye Başkanı Juan Manuel Gastelum geçtiğimiz cuma günü sınır kentinde insani kriz ilan etmişti; çünkü sınıra ulaşanların çoğu spor salonlarında zor koşullarda kalıyor.

ABB Başkanı Donald Trump, ABD’ye yasa dışı yollarla girenlerin sığınma talebi yapmalarının engellenmesi kararını çıkartmıştı;  ancak Trump’ın 9 Kasım’da Meksika’dan gelen göçmenlerin iltica başvurularını durduran kararı hakkında San Francisco Bölge Yargıcı Jon Tigar ihtiyati tedbir kararı vermişti. Kararın ardından Trump, Tigar’ı “Obama yargıcı” olmakla suçlamıştı.

Başkan Trump, 26 Kasım 2018’de Twitter’dan yaptığı açıklamada; “Meksika, çoğunluğu suçlulardan oluşan bayrak taşıyanları geri göndermeli. Uçakla, otobüsle gönderin, istediğiniz şekilde yapın ama ABD’ye gelmeyecekler. Gerekirse, sınırı kapatacağız. Kongre, duvarı finanse et", ifadelerini kullandı.

Kaynak: Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı, TRT Haber, Euronews, Voice of America, BBC

TRT TÜRK Facebook’ta
TRT TÜRK Youtube’da
TRT TÜRK Twitter’da
TRT TÜRK Instagram'da